Deniz Güvensoy

Fotoğrafım
Visual Artist and art writer (Artist Actual/Modern)

18 Nisan 2011 Pazartesi

Rejenerasyon Sergisi


NET-ART NEREYE DOĞRU EVRİLİYOR?

Deniz Güvensoy / Artist Actual

Ocak 2011



İnternet; yeni bir gerçeklik olanağı olarak sosyal hayata çoktan beridir eklemlenmiş durumda. İnternet’in farklı doğasının sunduğu imkanlardan herkes gibi sanatçılar da yararlanıyor. Plato Sanat’ta 20 Ocak’ta açılan Rejenerasyon.011 / İnternette Şiirsellik ve Politika başlıklı sergi Türkiye ve dünyadan İnternet Sanatı örneklerini içeriyor. Sergi; sanatçı Genco Gülan’ın 2003 yılından beri sanal platformda düzenlediği Web Bienali’nden seçkilerin Marcus Graf küratörlüğünde Plato Sanat’ın mekanına taşınmasıyla gerçekleştirilmiş.
20 Mart’a kadar sürecek olan serginin küratörü Marcus Graf ve sanatçı Genco Gülan’la İnternet Sanat’ının olanakları, dönüşümü, politikayla ilişkisi ve geleceği üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.


GENCO GÜLAN

D.G.:2003’ten beri düzenlediğiniz Web Bienal’inin her iki senede bir değişen bir teması var mıydı?

Hayır; Web Bienal’ in özelliği; küratörsüz ve temasız olmasıydı. Düzenlediğim hiçbir bienalin belli bir teması ve küratörü yoktu ve seçim kritersizdi ama bunu 2010’da değiştirmeye ve açık kısımlar ve küratörlü konseptli kısımlar olmasına karar verdik.

D.G.:Bu değişim kararının nedenleri nelerdi? Her bienalde farklı bir küratörle mi çalışmayı düşünüyorsunuz?

İnternet de değişiyor buna uyum sağlamak gerektiğini düşündüm. Bu yüzden serginin başlığı ‘Rejenerasyon’. Bizim de ‘regenerate’ yapmamız yani yeniden oluşmamız gerekiyor. Web Bienal’inin de değişmesi gerekiyor çünkü internetin estetiği, hızı çok hızlı değişiyor. Buna uyum sağlamak gerek diye düşündüm ve böyle bir karar aldım. Çoklu küratörlerle çalıştık. Bundan sonra da bu şekilde gidecek.
Sergi’deki işler internet ve politika ilişkisini ortaya koyuyor.Mısır ve Tunus’ta yaşanan son olaylar; internetin toplumsal örgütlenmedeki rolünü ortaya koydu. İnsanlar internetin politik gücünün ne kadar farkında sizce?
İnternet; politik olarak hem çok güçlü hem de insanlara ‘pseudo’ bir his de veriyor. Facebook’ta bir politik eyleme katılıyor görünmek, vazifesini yapmış olmak anlamına gelebiliyor ki bu da tehlikeli bir his. Bu bir pseudo-politisizm, işlevsel olduğu durumlar da var, örneğin Twitter’da mesajlaşmanın politikleştiği durumlar var ama işe yaramadığı durumlar da var. Bu biraz kendi kendini tatmin durumu ve bunun farkında olmak lazım. Ama yine de internet önemli bir platform çünkü internet politik açıdan güçlü olmasaydı, sansür etmeye de çalışmazlardı. Sansürlemeleri; internetin o kadar da işe yaramaz olmadığının bir kanıtı. İnternet’ in kitlesel medyaya alternatif olması da bence doğru ve önemli bir duruş.

D.G.:Sizce Sanal Gerçeklik; hayal ve gerçeğin arasındaki bir fantezi alanı mı?

Tam hayal ve gerçeklik arasında denemez, farklı bir gerçeklik demek daha doğru. Sanal kavramı eskiden daha da abartılan bir kavramdı, artık çok daha yerleşmiş durumda. Sanal ortamda; gerçekliğin farklı bir durumu var. Demin gördüğünüz gazeteler ; gerçek gazeteler. Fakat sadece birinci sayfalarını belli bir büyüklükte gözlemleyebiliyorsunuz. Gerçek gazete, gerçek bilgi ama farklı bir formattaki bir gerçeklik.

D.G.:Peki sanal gerçeklikte, fiziksel gerçeklikten farklı bir gerçeklik içinde varolabilme durumu ‘sanatta gerçekliğin temsili sorunu’nu nasıl etkileyebilir?

Güzel tam gol pası verdin. Çünkü benim zaten sanatta ortadan kaldırmayı çalıştığım şey temsil. Benim yapmaya çalıştığım bu temsiliyeti kırıp representation/temsil yerine presentation/buradalık’a geçmek. Aracıları azaltıp yapıtı daha direkt olarak sanatçıdan alıp izleyiciye ulaştırmak. Web Bienali’nin amacı da bu. Günümüzde buna doğru gidiliyor ama bunun da problemleri var. Representation’dan presentation’a geçme, gerçeği paylaşma durumu söz konusu ama sadece bazı durumlar için . Hakim Bey denen bir internet düşünürü var, o da temporary autonomous zone/ geçici özerk bölgelerden bahsediyor. Hep, mutlak, sürekli değil bu durumlar.

D.G.:Fakat gerçeği paylaştığınız alan internet olduğunda zaten internetin kendisi aracılık yapmıyor mu?

Evet ama; temsili, mümkün olduğu kadar aracıyı azaltma ihtimalleri var. Daha çabuk, daha hızlı, daha gerçek olma şansımız var. Tabi ki bunu önceki sanat yapıtlarıyla karşılaştırmamız lazım. Karşılaştırdığımızda önemini anlıyoruz. Bu yüzden Web Bienal’ini galeriye taşımaya karar verdik. Çünkü; sanat tarihine bakınca gelişmeyi anlayabiliyorsunuz. İnternet birtakım çözümler sunuyor; daha ucuz, daha hızlı, daha gerçek olabilme gibi. Birtakım şeyler de büyük ivme yaşıyor ve sanata da çok şey kazandırıyor.Ama bunlar mutlak değil. Dolayısıyla; biz de internet sanatını bir mutlak çözüm, sanat işte buraya evrilecek diye kullanmıyoruz. Sanat evet buraya evrilecek ama diğer sanatların bir parçası olarak evrilecek. Tek sanat; İnternet Sanatı olacak diye bir şey yok.
5. Sergi kataloğundaki Qr Kodlarının üzerine cep telefonunuzu tuttuğunuzda eser hakkında bilgi alabiliyorsunuz. Bu ve benzeri örnekler; internette bilgiye ne kadar kolay ulaşılabildiğinin bir örneği. Fakat bir de bilginin ne kadar mutlak doğruyu içerdiği sorusu var. Doğruluğu muğlak olan bir bilgi bombardımanı altındayız ve mutlak gerçeklik bir bozulmaya uğruyor.
Ben gerçekliğin bozulmasını seviyorum. Daha önce alınan bilgi; mutlak gerçeklikti. Lisede okutulan kitaplarda deniyordu ki; tarih böyle kardeşim, Fatih Sultan Mehmet kesinlikle 1453’te İstanbul’u almıştır. 1453-1454 yazarsan kırık not alırsın. Eskiden bilginin kutsallığı söz konusuydu. Bence bilginin kutsallığı fikri daha tehlikeli. Mesela ilkokulda; Yunanlılar Türklerin şöyle karınlarını deşiyordu gibi şeyler öğreniyorduk. Ben de bir gün ilkokulda hocama ‘Türkler hiçbir şey mi yapmamış?’ dedim. Hocam çok şaşırmıştı. Daha o ilkokul aklıyla bile savaşın iki taraflı bir şey olduğunu algılayabiliyorsun. Hiç bir taraf sadece iyi ya da kötü değil. İnternetteki bilginin muğlaklığı, bozulabilirlik özelliğini seviyorum. Kutsal yapıt; müzede duran yapıt, akmaz kokmaz, hiçbirşey olmaz. Fakat dünkü performansta (İkiz/Genco Gülan) senin üstüne süt döktüler mesela. Orada yapılmak istenen bunu kırmak. Sinemaya gittiğinde kesinlikle biliyorsun ki sana hiçbirşey olmayacak ve yapıtı izleyeceksin ama performansta ya da internet sanatında bir belirsizlik var. Makine crash edebilir, yapıtı göremeyebilirsin. Eserin bozulma, çalışmama ihtimali ya da pornografik, adaba uygun olmayan, kanunlara uymayan bir söz ya da yazı görme ihtimali var. İnternetin olasılığa açık olmasını seviyorum.

D.G.:Dünyanın küresel bir köye dönüştüğü söyleniyor ve internetin kültürlerarası bir özelliği var. Buna rağmen; Yeni Medya sanatçıları arasında yerel farklılıklar olduğundan söz edilebilir mi?

Küresel köy lafına katılmıyorum çünkü bu İngilizce hegemonyasındaki bir küresel köy. Dünyadaki internet ağlarının altyapısı daha çok Amerika ve Avrupa’da. Yani küresel köy göründüğü kadar da küresel köy değil artık. Burada ciddi bir hegemonya var ve bu hegemonya; yerel tatlara olanak veriyor. Fakat kimlik değiştirerek, İngilizceyi kullandıkları zaman, belli şartlar altında veriyor ve belli yerellikler ortaya çıkartabiliyor. Siz; bir Azerbaycan gazetesini ancak Amerikalı bir sanatçının websitesi üzerinden görebiliyorsunuz. Bu aynen Selanik’e uçmak için önce Atina’ya gitmeniz gibi. Ya da Meksika’ya uçmak için Fransa’ya uğramak gerektiği gibi.

D.G.:Net-art’ın geleceğini nasıl görüyorsunuz? Türkiye’de; Yeni Medya sanatının durumu hakkında ne düşünüyorsunuz? Galerilerin Türkiye’de yeni medya sanatının yeteri kadar gelişememesine etkisi var mı?

Web Bienal’ini neredeyse sonlandırmak üzereydim çünkü internet; mobil cihazlara doğru kayıyor ve katılımcılık öğesi de artıyor. 10 sene önceki internetle bugünkü arasında çok büyük farklar var. İnternet çok yaygınlaştı, herkeste lap-top var, Guggenheim’da artık Youtube videoları sergilenmeye başlandı. İnternet kullanımı ‘mainstream’a indi. İnternet sanatı da galerilere ve müzelere daha rahat giriyor. Gelecek; mobil aletlerde olacak. Katılımcılık artacak ve yapay zeka da çok hızlı ilerliyor.Türkiye teknolojiye adapte oldu ama Türkiye internet sanatına hala mesafeli. Örneğin bu sergide Türk sanatçı sayısı çok az. Öğrencilerim de bu sergiden önce İnternet Sanatı’nı duymamışlardı. İnternet bu kadar erişilebilir olmasına rağmen arada görünmeyen uçurumlar var. Bu durum; sırf galeriler değil, kültür,eğitimle ve dille ilişkili. Dil; İnternet Sanatı’na erişimde bir bariyer.

MARCUS GRAF

D.G.:Bienal’ın küratörü olarak amaçlarınız ve çıkış noktanız nelerdi?

Rejenerasyon.011; Net sanatındaki siyasal ve sosyal boyut kadar, kişisel ve şiirsel olanı da göstermeyi ve de kültürel, siyasal ve sanatsal ifadenin sınırlamalarına karşı olan savaşın henüz yitirilmediğini ispatlayan sanatçıları sunmayı amaçlıyor. Web Bienali’nin arşivi ve Plato Sanat’taki yayın ve seminerlerle beraber, sanatsal üretim için alternatif bir platform olarak Net sanatının önemi hakkında farkındalığı arttırmayı amaçlıyor.
Rejenerasyon.011’deki küratöryel çalışmaya bakarken, serginin Plato Sanat ve İnternet arasında bir köprü oluşturduğunun ve Web Bienali’ni somut bir mekana taşıdığının altını çizmek lazım. Bu onun gerçek bir mekanda temsil ihtiyacı ile ilgili belli başlı soruları beraberinde getiriyor. Benim küratöryel amacım; belli bir dönüşüme yol açan yer değiştirmenin biçimsel ve kavramsal parametrelerini göz önünde bulundurup, duyular üzerinde güçlü bir etki yaratarak sergi izleyicisinin sosyal deneyimi içerisine yerleştirilmiş olan Net sanatını sunmaktı. Bu nedenle; üzerinde oturabileceğiniz ve Web Bienali’nin sanal deneyimini diğer izleyicilerle paylaşabileceğiniz platformları tasarladım.

D.G.:Serginin isminin ‘Rejenerasyon 0.11’ işlerle ve genel konseptle bağlantısı hakkında konuşmak ister misiniz? İnternette şiirsellik ve politika’ başlığını biraz açarak bu iki kavramın; şiirsellik ve politika’nın neden bir araya geldiğini açıklar mısınız?

Rejenerasyon yenilenme ve yeniden doğumla olduğu gibi, bir sistemin kaybedilmiş ya da zarara uğramış bölümlerinin yeniden üretilmesiyle ilgili. Bizim sergimizde Net sanatı işlerinin Web Bienali’nin sanal ortamından Plato Sanat’ın gerçek mekanına taşınmasına gönderme yapıyor.

Şiirsellik ve politika arasındaki bağlantı, bugün; özel olanın aslında kamusal olduğudur. Bu yüzden herşey, hatta şiir bile politik olabilme potansiyelini taşır. Aynı zamanda; eğer sanat ve şiirin gücünü kullanabilir ve onları siyasal eylemcilikle kaynaştırabilirsek şu an içinde yaşadığımız felakete karşı güçlü bir silah yaratmış olabiliriz.

D.G.:Rejenerasyon 0.11 sergisi; eserleri sanal ortamın dışına taşıyan bir sergi. Web Bienali’nin sadece dijital platformda var olan bir bienal olaral ilklerden sayıldığını biliyoruz. Neden Bienali galeri platformuna taşımayı tercih ettiniz?

Bu sergi, bir deneydi. Net Sanat’ının sunumu için alternatif bir sergi biçimi oluşturuyor. Bu serginin zorlu kısmı. Aslında bunları göstermek için bir mekana ihtiyacınız yok. Bu yüzden sergiyi somut mimari bir duruma taşıdığınızda, yerel çevreye farkedebileceğiniz bir fark yaratma amacı taşımalı. Araştırma alanı; arşivle eğlence parkı arasında bir sergi tasarımı yaratmaktı. Ayrıca; bu önemli akımı görünür kılmak ve ona izleyici bulmak da istedik.

D.G.:Size göre Net-art’ın diğer türlerden ayırıcı özelliği nedir?

Katılımcı, anarşist, karşıt ve kaotik karakterine bağlı olarak İnternet Sanatı; gerçekliği yeniden gözden geçirmek ve içinde bulunduğumuz durumu sorgulamak için bir araç işlevi görebilir. Sosyal ve kültürel evrimimiz gibi kalıcı bir akış durumu içerisinde varlığını sürdürür. Konuların, kavramların, biçimlerin ve stratejilerin değişimi bir silahtan çıkan kurşundan daha hızlı ilerlemelidir. Güncel İnternet Sanatı; doğrusal ve katı olmaktan ziyade heterojen ve çoğulcu olduğu kadar, disiplinler, medyalar ve kültürler arasıdır. Son 10 yılda dijital sanat ve özellikle internet bazlı sanat; sanat dünyasında önemli bir alan olmuştur.

D.G.:Sizce politik konularla ilgilenen sanatçılar interneti yeteri kadar değerlendiriyor mu?

Anti War işiyle sanatçı Andy Deck gibi örnekler net-eylemciliğinin büyük örnekleridir. İnternet fikirlerin yayılması, başka insanlarla paylaşılması için güçlü bir araçtır. Bu yüzden diktatörler ondan bu kadar çok korkar. Siyasal eğilimli sanatçıların gelecekte interneti daha çok kullanacaklarına inanıyorum. Kullanıcı sayısı gün be gün artıyor. Bu sanatçılar için büyük miktarda izleyici sayısı demek. İnterneti kullanan sanatçıların sayısı hala çok az. Teknik kolaylaştıkça, onu kullananların sayısı da otomatik olarak artacaktır.

D.G.:İletişim teknolojilerinin artan hızının yol açtığı küresellik öğesi; İnternet sanatında yerel gerçekliklere ait özellikleri nasıl etkiliyor?

Küresel bir köyde yaşamamıza rağmen, yerel gerçeklikler sanat ve toplumda daha çok altları çizilmiş, küreselleşme karşıtı hareketler olarak varlıklarını sürdürüyor. Küresel ağdan etkileniyoruz ama hala yerel gerçekliklerle yaşamak zorundayız. Bu yüzden bazen birey kendini sunulan ütopya ve deneyimlenen distopya arasında bir tuzağa düşmüş gibi hissediyor. Bu paradoks sıklıkla Net Sanatı’na yansıyor.

Hiç yorum yok: