Deniz Güvensoy

Fotoğrafım
Visual Artist and art writer (Artist Actual/Modern)

18 Nisan 2011 Pazartesi

Razruşenye / Genco Gülan


Deniz Güvensoy
Şubat 2011, İstanbul
Razruşenye / Genco Gülan
Bir inşaa aracı olarak yıkım



17 Şubat 2011’de Genco Gülan; Galeri Artist’in üç duvarını yıktı. Yıkılan duvarlarıyla bir yapıta dönüşen galeri ; 18 Şubat 2011’de sergilenmeye başlandı. Gülan; yapıtının içinde bulunduğu toplumun karakteriyle de uyuşması gerekliliğini göz önünde bulundurarak, minimalist bir anlatımla yetinmedi ve onu çeşitli öğelerle de destekledi: Yıkımda kullanılan aletler; eski Sovyetlerin simgesi orak ve çekici hatırlatan altın kazma ve balyoz, vahşice Meryem Ana’nın kafasına indirilmiş bir balta ve kafasından damlayan kanlar, Beuys’a gönderme yapan bir parça keçe, yıkım anının videosu (takım elbise ve şnorkelle), yıkım esnasında başına gelen küçük bir kaza ve de sanatçının su altı sevgisinin altını çizerek bu karamsar ortamın içerisinde çocuksu bir umut yaratan, yeşil-pembe ışık parçalarından oluşmuş bir yıldız ve yeşil bir şnorkel.

O’Doherty; modern galeri mekanını tanımlarken “ bir ortaçağ kilisesi inşasında uyulması gereken kurallar kadar katı kurallarla inşa edildiğinin” altını çizer. Duvarlar beyazdır, tavan bir çeşit ışık kaynağıdır. Galerinin beyaz duvarlar dışındaki herşeyden arındırılması; sonsuzluk ve hiçlik hissini uyandırır. Böyle bir mekanda yer alan her nesne, -bir yangın tüpü bile- bir kutsallık kazanır. Beyaz küpün içinde var olan sanat eserinin ‘aura’sı buradan kaynaklanır. Zamansızlığa ait olması ve mutlaklığı sanat eserini paha biçilemez kılar. İronik bir biçimde; yaratılan bu illüzyon yapıtın pazar için iyi bir yatırım nesnesi olduğu gerçeğini kesinleştirir.

Genco Gülan; Razruşenye’de işte bu inşa edilmiş gerçeklikle oynayarak bir kara mizah örneği sunuyor. Razruşenye / Yıkım sözcüğü; galerinin-kilisenin-pazar ekonomisinin katı inşaat kurallarına balyozunu indiriyor. Bunu yaparken hala galerinin içinde varlığını sürdürmesi kapitalizmin çerçevelediği sınırların dışına çıkmanın imkansızlığının altını trajikomik bir biçimde çiziyor.

Gülan’ın orak-çekiçle gerçekleştirdiği bu yıkım; ‘devrim’e nostaljik bir gönderme olarak anlaşılsa da , sözcüğün güncel bağlamda yarattığı çağrışımlar aslında sosyo-ekonomik bir dönüşümün hikayesini de sunuyor.

Tophane’de sanat galerilerine yapılan saldırıyla tekrar gündemimize giren kentsel dönüşüm projeleri ve yarattıkları sorunlar, Sulukule bölgesi üzerine süregelen tartışmalar, Bağdat’taki müzenin yağmalanması ve son olarak Allinaoi antik kentinin sular altında kalması mecazi anlamda “yıkarak inşaa” etme eylemi denilince basından aktarabileceğimiz karelerin bazıları.

Gorbaçov’un ; “ Perestroyka / Yeniden İnşaa” reform hareketlerini yürürlüğe sokmasının üzerinden 30 sene geçti . Ekonomide liberalleşme adımlarını teşvik eden Perestroyka; ne yazık ki Sovyetler Birliği’nin yıkılmasını önleyemedi. Rusça’da yıkım anlamına gelen Razruşenye; Perestroyka’nın fotografik anlamda negatifi olarak görülebilir. Yıkmak ve yeniden imar etmek birbirini bütünleyen bir döngüselliğin parçaları olarak bir devrimin vazgeçilmezleridir. Modernizm’in vazgeçilmez öğesi Avant-Garde kuramı da kendinden öncekini yıkarak yeniye ulaşma amacını içerir. Geç Kapitalizmin hakim olduğu dünyada ise yıkım sadece yıkımdır. Genco Gülan’ın videosunda olduğu gibi darmadağın beyaz küpün içerisinde kayıtlanmış varlığını sonsuza kadar tekrar eder.

Yağmalama-Yıkım-Tahrip etme; geçmişin yok edilmesini amaçlar ve tarihle bir hesaplaşmayı içerir. Fakat aslında hiçbir yıkımın gücü belleğimizi tamamen silmeye yetmez. Hans Haacke 1993 yılında Venedik Bienali’nde Almanya pavyonunu kırarak parçalara ayırdığında meydana gelen görüntü; Nazizm’in Almanya’nın toplumsal belleğinde yarattığı yıkımı simgeleyen bir anıt niteliğindeydi. Gülan’ın Galeri Artist’te gerçekleştirdiği performans da; hem sanatçının kendi dönüşümüne, hem içinde bulunduğu topluma ve bugüne hem de geçmişe ve dünyaya yıkımın belleğini sunmayı amaçlıyor.

Hiç yorum yok: